-->
ergenlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ergenlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/26/2013

Yanlış ve yoğun diyetler telafisi mümkün olamayacak saç kayıplarına neden olabilir

    4/26/2013 05:31:00 ÖS   Yorum yok
Normal şartlarda her insanda günlük saç kaybı sayısının ortalama 100 olduğunu dile getiren Hisar İntercontinental Hospital Dermatoloji Uzm. Dr. Funda Ataman; ‘Erkeklerde özellikle genetik faktörlerin de etkisiyle yaş ilerledikçe saçlar daha belirgin olarak azalır.
Saç ve saçlı deri; cinsiyete, yaşa, ırka, iklime göre farklı özellikler gösterir. Örneğin; ergenlikte saç yağlanır, gebelikte gürleşir, doğumdan sonra dökülür. 

Bunlar saç kayıplarına neden olan fizyolojik sebeplerdir. Bir de fizyolojik olmayan, yaşam biçimimizden ve yanlış uygulamalardan kaynaklanan saç kayıpları vardır.’ açıklamasında bulundu.

Neler saç kaybına neden olur?


• Yoğun stres ve özellikle bu strese dayalı ortaya çıkan halk arasında saç kıran olarak bilinen Alopesi,
• Hava kirliliği,
• Sigara ve alkol tüketimi,
• Hareketten uzak durağan yaşam,
• Yeterli uyumama,
• Kemoterapi ilaçları başta olmak üzere bazı ilaçlar,
• Ağır enfeksiyonlar,
• Egzama,
• Sedef,
• Büyük ameliyatlar,
• Zehirlenmeler,
• Beslenme bozuklukları,
• Hormonal dengesizlikler,
• Ağır böbrek ve karaciğer yetmezlikleri,
• Vitamin eksiklikleri,
• Liken planus gibi sinirsel deri deformasyonu yapan hastalıklar,
• Özellikle çocuklarda görülebilen mantar hastalığı,
• Mide barsak sisteminde olan kanamalar ya da kadınlarda görülen jinekolojik ağır kanamalar saç kaybına neden olabilir. Bu yüzden saçlarınızda meydana gelen kızarma, yağ dengesi bozuklukları ve dökülmeleri dikkate alın.

Saç Kayıpları Önlenebilir!

• Basit saç kepeklenmeleri için selenyum sülfit, çinko prition, katran, kükürt gibi maddeleri içeren şampuanlar kullanın.
• Saç kaybının nedenine yönelik; demir, çinko, biotin içeren ilaçlar ve saç tipine uygun medikal şampuanlar losyonlar kullanın.
• Saçınızı çok sıcak suyla yıkamayın.
• Banyo sonrası saçınızı ıslak bırakmayın; ancak aşırı sıcak havayla da kurutmayın.
• Saçlarınızı her gün yıkamayın. Bu saçta aşırı yağlanmaya veya aşırı kurumaya sebep olabilir.
• Saçınızı taç ve tokalarla çok sıkı ve gergin toplamayın.
• Yapılan yanlış ve yoğun diyetler telafisi mümkün olamayacak saç kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle diyet yapmaya karar verdiyseniz beslenme uzmanından destek alın.
• Yoğun stresten uzak kalarak beslenmenize ve uyku düzeninize dikkat edin.cumhuriyet

4/24/2011

çocuklara cinsellikle ilgili sağlıklı bilgi verilmesse ilerde sorunlar yaşıyor

    4/24/2011 05:14:00 ÖS   Yorum yok
sağlıklı bilgi verilmesse

Uzmanlar “ayıp, günah” diyerek azarlamanın, çocuğun gelecekteki cinsel yaşamını da olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyorlar. 

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalar, ortaokul ve lise düzeyindeki gençlerin cinsellikle ilgili sağlıklı bilgilere sahip olmadıklarını, bundan kaynaklanan ciddi sorunlar yaşadıklarını gösteriyor. Uzmanlar gençlerin yaşadıkları sorunlarda ailenin çocukluk döneminde cinsellikle ilgili sağlıklı bilgi vermemesinin de etkili rol oynadığına dikkat çekiyorlar.

Acıbadem Hastanesi Kadıköy’de görev yapan pedagoji uzmanları Ayşegül Salgın ve Zehra Yılmaz, çevresini ve dış dünyayı tanımaya çalışan çocukların özellikle 3 yaş civarında anne ve babalarına hemen her konuda soru sormaya başladıklarına dikkat çekiyorlar. Bu sorulardan cinsel içerikli olanlara verilecek yanıtların pek çok anne ve babayı zorladığını vurgulayan pedagoji uzmanı Ayşegül Salgın, “Bu durum ebeveynlerin cinsellikle ilgili tutumlarıyla ilgili olabiliyor. Ama, son derece açık ve rahat oldukları düşünülen anne-babalar bile böyle bir durumla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını, neyi, nasıl anlatacaklarını bilemeyebiliyorlar” diyor.


Çocuklar merak eder


Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil, onun üremeye yani bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair meraklarının yattığını hatırlatan pedagog Zehra Yılmaz ise bunun çocuğun uzaya, gezegenlere ya da hayvanların yaşayışlarına olan meraklarından farklı olmadığını vurguluyor. Anne-babanın cinsel içerikli sorular karşısında yaşadıkları gerginliğin, bu farkı bilmemekten ve çocuğun cinsellik anlayışını yetişkin anlayışıyla karıştırmaktan kaynaklandığını belirten pedagog Ayşegül Salgın, şöyle konuşuyor:

“Ülkemizde çoğu ailede cinselliği çağrıştıran sorular ve bu konudaki konuşmalar yasaktır, ayıptır. Çocuk herhangi bir soru sorduğunda ya azarlanır, ya da anne-baba bu soruyu nasıl yanıtlayacaklarını bilemedikleri için konu bir şekilde kapatılır. Sonuçta merakı giderilmeyen çocuk sorusunun cevabını aramaya devam edecektir ve bu konuyu yeterince bilmeyen birilerinden yalan yanlış bir şeyler de öğrenebilir.”


Çocuğu azarlamayın


Çocukların aileleri tarafından sağlıklı bir biçimde bilgilendirilmesi uzmanlara göre çok önemli. Eğer anne ya da baba çocuğu cinsellikle ilgili bir soru nedeniyle azarlarsa çocuğun suçluluk hissetmesi, cinselliğin, ayıp,günah veya pis bir şey olduğunu düşünmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bu düşüncelerin çocuğun ileriki cinsel yaşamını olumsuz yönde etkileyebileceğini söyleyen pedagog Zehra Yılmaz, verilmesi gereken eğitimin sınırlarını şöyle çiziyor:

“Çocuklara cinsel eğitim verilirken öncelikle çocuğun bilişsel gelişim düzeyi dikkate alınmalıdır. Çocuk soru sorduğunda doğru, açıklayıcı ve anlayabileceği şekilde cevap verilmelidir. Cevaplar çocuğun merakını gidermeli ve doyurucu olmalıdır. Fazla ayrıntılı bilgi vermek çocuğun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Susmak,konuyu değiştirmek ya da azarlamak tercih edilmemelidir.

Çocuğa cinsel bilgiler vermenin en uygun zamanı, onun bu konularda soru sormaya başladığı dönemlerdir. Bu tür sorular bireysel farklılıklar olmakla beraber, genellikle 3 yaş civarında sorulmaya başlanır. İlk sorular genellikle kendi bedeni, annenin bedeni ya da bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. 2-3 yaşlarında cinsiyet farkıyla ilgili sorular, 3-4 yaşlarında doğumla ilgili sorular başlar. Cinsel ilgiler bazen 7-8 yaşları ile buluğ arasında diner. Cinsel olgunlaşmayla fizik işaretlerin belirmesi ve genital bezlerin üretime başlamaları ile yeniden canlanır.”


Ergenlik dönemine dikkat

Çocukluk dönemlerinde gerekli desteği görmedikleri, sorularına yanıt bulamadıkları için de ailelerine başvurmuyorlar. Ailesinden cinsellikle ilgili yeterli bilgi alamayan çocuklar ergenlik döneminde ciddi zorluklar yaşıyorlar. Çocukluk dönemlerinde de gerekli desteği görmedikleri, sorularına yanıt bulamadıkları için de ailelerine başvurmuyorlar. Acıbadem Hastanesi Kadıköy pedagoji uzmanları çocukların bedenlerini tanırken cinsel organlarını da dokunarak tanımaya çalıştıklarını belirterek ailelere şu önerilerde bulunuyorlar:

“Ailelerin genellikle bu durumdan rahatsız oldukları, azarlama, engelleme yolunu tercih ettikleri görülmektedir. Oysa bu davranış doğal, normal bir davranıştır, sağlıklıdır. Çocuğun bedenini tanımaya çalışmasının bir parçasıdır. Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğun bazı sosyal kurallara uymasını sağlamak değil, insanın serbestçe gelişimini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elinde tutmasını,kendisinin ve başkalarının mutluluğu (özellikle eş ve çocuklar) için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.”
cumhuriyet portal

3/29/2011

50 ülkede yapılan araştırma sonucunda ergenlik ölümleri çocuk ölümlerini geçti

    3/29/2011 08:55:00 ÖS   Yorum yok
çocuk ölümlerini geçti

Yeni yapılan uluslararası bir çalışma, ergenlik dönemi ya da yetişkinliğin ilk yıllarındaki ölümlerin, çocuk ölümlerini geçtiğine işaret ediyor.


Tıp dergisi Lancet'ta yayımlanan araştırma kapsamında, gelir düzey iyi, orta ve düşük 50 ülkenin 50 yıllık verileri incelendi.
Sonuçlar, ölüm oranlarının genel olarak düştüğünü gösteriyor.

Son 50 yıl içinde bulaşıcı hastalıklardan ölümlerin düşmesi 1-9 yaş grubundaki çocukların ölüm oranı yüzde 90 azaldı.
Kent hayatının riskleri

Buna karşılık yaşları 15-24 arasında değişen gençlerin ölüm oranları 1-4 yaş grubundakilerden üç kat fazla.

Üstelik bu ölümlerde şiddet, intihar ve kazaların payı giderek artıyor.


Bu durum cinsiyet ne olursa olsun benzer bir tablo çiziyor.

University College London'dan Dr. Russel Viner, Sahra Çölünü'nün güneyinde kalan Afrika ülkelerinde veri olmaması nedeniyle araştırmalarının küresel tabloyu tam olarak yansıtmadığını söyledi.

Viner, zengin ülkelerde orta çıkan eğilimin şimdi gelişmekte olan ülkelerde de görülmeye başlandığını, kent hayatının sağladığı yararlar kadar riskleri de olduğunu vurguladı.

Viner "Modern yaşamın toksik diyebileceğimiz bir etkisi var." diyor. 12-19 yaş arasındaki gençlerde ölümleri büyük oranda artıran risklerin, daha küçük çocukları benzer şekilde etkilemediğine dikkat çekiyor.

İngiliz uzmana göre, 12-19 yaş grubu bir zamanlar "en sağlıklı olunan dönemdi, ancak şimdi koşullar değişti".
bbc türkçe sağlık

3/16/2011

iskoçya'da gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimi için okullara uyku dersi konulacak

    3/16/2011 03:19:00 ÖS   Yorum yok
okullara uyku dersi

İskoçya'da ergenlik çağındaki gençlere uyuma dersi verilmesi için okullara ilave kaynak sağlanması kararlaştırıldı.



"Sleep Scotland", ya da Türkçesiyle "Uyu İskoçya" adındaki hayır kurumu tarafından hazırlanan eğitim programı okullarda müfredatın parçası haline gelecek.


Amaç, gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişiminde uykunun önemine dikkat çekmek.

Hayır kurumu, geceleri televizyon ve bilgisayar başından ayrılmayan ya da cep telefonuyla sohbete dalan gençlerin, büyük bir olasılıkla ihtiyaçları olan 9 saat saatlik uykuyu alamadıkları kanısında. Oysa yeteri kadar uyumamak eğitimdeki başarıyı ve sağlığı etkiliyor.

Uykusuz kalmak, aşırı şişmanlık, çocukların boylarının fazla uzayamaması ve depresyon riskinin artması gibi sorunları beraberinde getiriyor.
Biyolojik saat bozuluyor

Hayır kurumu geçen yıl Glasgow'daki ortaokullarda öğretmenlere uyuma derslerinde kullanacakları malzemeleri hazırlamakta yardımcı olmak için bir pilot program yürüttü.

Sleep Scotland'ın yöneticisi Jane Ansell, "Hiçbir anne-baba çocuğunu yeteri kadar yedirmeden ya da giydirmeden okula göndermeyi aklından bile geçirmez, o halde neden yeteri kadar uyumadan gönderiyorlar?" sorusunu yöneltti.

"Öğrenciler sabah kalkmakta ve dikkatlerini toplamakta zorlanıyor. Uyku sorunu olduğu apaçık."


Sleep Scotland, gençlere uykunun önemini ve iyi uyuma alışkanlıkları edinmeyi öğretmeyi amaçlıyor.

Edinburgh'daki James Gillespie's okulundaki rehber öğretmen Kate Pearce, "Öğrenciler sabah kalkmakta ve dikkatlerini toplamakta zorlanıyor. Uyku sorunu olduğu apaçık" diyor.

Sleep Scotland'ın açıklamasına göre, ergenlik çağındaki gençlerin uyuma oranlarında bütün dünyada son 10-20 yıl boyunca sürekli bir azalma görülüyor.

Hayır kurumunun hazırladığı raporda, gençlerin haftasonu geç kalkarak eksik uykularını tamamlayacaklarını düşündükleri, oysa haftasonları daha da geç yatarak tıpkı uzun uçak yolculukları sonrasında olduğu gibi biyolojik saatlerinin bozulmasına yol açtıkları belirtiliyor ve şöyle deniyor:

"Cuma ve Cumartesi akşamları sürekli olarak, bazen normalden 4, hatta 6 saat geç yatan öğrenciler her haftasonu New York'a gitmiş kadar oluyor."
bbc türkçe yaşam

12/26/2010

hamilelikte diş eti iltihabı erken doğuma yol açıyor

    12/26/2010 03:56:00 ÖS   Yorum yok

İleri derecede diş eti iltihabının erken doğum veya zayıf bebek doğurma riski oluşturduğunu belirtilerek, anne adaylarının diş sağlıklarına yeterli önemi vermeleri gerektiği bildirdi.

erken doğuma yol açıyor

Trabzon Diş Hekimleri Odası Başkanı Mustafa Yıldız, yaptığı açıklamada, sağlık problemlerinin ne zaman ortaya çıkacağının pek belli olmadığını, bu nedenle anne olmaya karar veren kadınların hamilelik öncesi mutlaka diş hekimine başvurması gerektiğini söyledi.

© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .