-->
yorgunluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yorgunluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/27/2013

Canan Karatay sağlıklı beslenmeyi kendi yazdığı türkü ile anlattı

    8/27/2013 09:55:00 ÖS   Yorum yok
sözlerini kendi yazdığı uyarlama türkü ile sağlıklı beslenme listesi verdi
Canan Karatay sağlıklı beslenmeyi kendi yazdığı türkü ile anlattı
Bu kez konuşarak değil türkü söyleyerek uyardı sözlerini kendi yazdığı uyarlama türkü ile sağlıklı beslenme listesi verdi

Profesör doktor canan karatay ne yenip ne yenmeyeceğini türküyle dile getirdi canan karatay bu kez datça'da idi yine sağlıklı beslenme konusunda bilgiler verdi üç günlük söyleşi ve imzaların ardından yorgunluğunu atmak için bir tango gösterisine katıldı yine bir sürprize imza attı.

7/08/2013

Ramazan ayında oruç tutarken tok tuttuğu zannedilen besinler

    7/08/2013 11:56:00 ÖS   Yorum yok
tok tutacak sanılan bazı besinlerin aslında ramazanda dayanıklılığı sıfıra indirdiğini gösteriyor
Ramazan ayında oruç tutarken tok tuttuğu zannedilen besinler
Oruç tutarken sağlığı yitirmek yerine tüm günü dinç ve zinde geçirmek için uzmanların önerileri var uyarılar tok tutacak sanılan bazı besinlerin aslında ramazanda dayanıklılığı sıfıra indirdiğini gösteriyor ibadeti yerine getiriken hastanelik olmamak için en önemli kural vücudun su dengesini iyi ayarlamak sahur yapıldı oruca niyetlenildi yatıldı ancak daha iftar daha yaklaşmadan tansiyon düşüklüğü, yorgunluk, halsizlik geldi işte bunun olmaması için ne yapmalı?

2/09/2013

MS hastalığında hastanın kendi derisi ile tedavi imkanı

    2/09/2013 02:30:00 ÖS   Yorum yok

MS hastalığı nedeniyle sinirlerin etrafında miyelin denen yalıtıcı maddenin zarar görmesi sonucu sinirlerin uyarıları iletme kabiliyeti azalıyor ve bu da yorgunluk ve denge kaybına neden oluyor.

Cell Stem Cell dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre hayvanlar üzerinde yapılan testlerde deri hücreleri zarar gören miyelini tedavi edebiliyor.

Uzmanlar bu tür tedavilere acil ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Elektrik kablolarının etrafındaki plastik gibi sinirler de miyelin denen bir protein ile çevrili.

Ancak MS gibi hastalıklar sinirlerin etrafındaki miyelinin zarar görmesine neden oluyor ve elektrik uyarılarının vücuda iletilmesi zorlaşıyor.
Kök hücre

ABD'de bulunan Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi'nde bir grup bilim insanı, kök hücre araştırmalarındaki ilerlemelere dayanarak miyelinin onarılmasını sağlayacak araştırmalar yürütüyor.

Bu araştırmalarda insanların deri hücrelerinden örnekler alınarak vücutta herhangi bir hücrenin yerini alabilecek kök hücreye dönüştürülüyor.

Bir sonraki adım ise kök hücreleri beyinde miyelini üreten hücrelerin gelişmemiş hallerine dönüştürmek.

Araştırmacılar, bu hücreler, miyelinsiz doğan farelere enjekte edildiğinde, kayda değer bir etki gördüklerini belirtiyor.

Dr Steven Goldman BBC'ye yaptığı açıklamada "miyelinin sinir sistemi aracılığıyla üretildiğini" ve araştırmada kullanılan bazı farelerin "normal yaşam süresine" sahip olduklarını söyledi.

Dr Goldman "MS hastalığında sinir liflerinin yok olmadığını, amacın bunların yeniden miyelin ile kaplanmasını sağlamak olduğunu" belirtti.

Ancak MS hastalarının bağışıklık sistemi miyeline saldırmaya devam edecek. Bu nedenle bu tedavinin bağışıklık sistemini kontrol altına almaya çalışan diğer tedaviler ile birlikte uygulanması ya da birçok kez tekrar edilmesi gerekiyor.

Dr Goldman, bu konudaki çalışmaların devam ettiğini ancak "kötümser olmak için bir neden olmadığını" söyledi.

Birkaç yıl içinde bu tedavinin insanlar üzerine uygulanmaya başlanması mümkün olabilir. bbc türkçe

1/19/2012

deli iğde ülsere gün kurusu katarakta karanfil bitkisi 100'den fazla hastalığa iyi geliyor

    1/19/2012 08:31:00 ÖS   Yorum yok

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Süleyman, mide asidini baskılamadan, artırmadan ya da azaltmadan, midenin doğal fonksiyonlarını etkilemeden, değiştirmeden mide ülserini tedavi eden ilaçlar üzerine önemli çalışmalarının bulunduğunu belirterek, 1997 yılından beri yabani deli iğde meyvesinin ülsere ve diğer bazı rahatsızlıklara olan iyileştirici etkileri üzerine çalışmalar yaptığını söyledi.

mide ülserini tedavi

Bu konuda yazdığı ilk makalenin uluslararası bilimsel dergi Phytotherapy Research'de, 2001 yılında yayımlandığını ifade eden Süleyman, ardından farklı uluslararası dergilerde de yabani deli iğde meyvesinin farklı organlara olan etkileriyle ilgili bazı makalelerinin yayımlandığını kaydetti.

Prof. Dr. Süleyman, yabani deli iğde meyvesinin karaciğer hasarını önlediğine dair bir çalışmasının da 2010 yılında Pharmaceutıcal Biology dergisinde yayımlandığını bildirdi.
Yabani deli iğde meyvelerinden ekstre elde ettiğini belirten Süleyman, şöyle devam etti:
''Yabani deli iğde meyvelerinden elde edilen ekstre mide asidini baskılamadan, artırmadan ya da azaltmadan sadece mide ülserlerini iyileştiriyor. Buna ilaç demem yanlış olur. Bu bir ekstre. Hayvanlar üzerinde denedik. Yüzde 100 ülseri iyileştirici etkisini gördük. Mide asidini baskılamadan, artırmadan ya da azaltmadan sadece mide ülserlerini iyileştiriyor.''

Gün kurusu kayısısı


İnönü Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selim Doğanay'ın danışmanlığında bilimsel çalışmasını yürüten göz hastalıkları uzmanı Cem Düz, yaptığı açıklamada, kataraktın önlenmesinde antioksidanların ve kullanılan gıdaların önemli rolü bulunduğunu, bu nedenle de çalışmalarında kayısının katarakt üzerinde etkisinin olup olmadığını incelediklerini belirtti.

katarakt oluşumu

Kayısıda birçok vitamin ve antioksidan düzeyine sahip bileşen bulunduğuna işaret eden Düz, yaptıkları çalışmayla kayısının ilk kez göz üzerindeki etkisinin araştırıldığını vurguladı.
Deney hayvanları sıçanlarla 20'şerli gruplar halinde çalıştıklarını ve bunları 3 gruba ayırdıklarını anlatan Düz, deney hayvanlarının ilk gruba normal yem verildiğini, diğer iki gruba doğumlarının onuncu gününden itibaren katarakt yapıcı bir ilaç uygulandığını belirtti.
İlaç verilen iki grup deney hayvanından bir grubun sürekli olarak içeriğinde organik gün kurusu kayısının bulunduğu yemle beslendiklerini kaydeden Düz, ''Çalışmanın ikinci ayında kayısı yemiyle beslenen grubun ilaç enjekte edilen ikinci gruba göre katarakt oluşumunun çok çok az olduğunu ve sıçan kanı ve lenslerindeki antioksidan düzeylerinin diğer gruplara nazaran daha yüksek olduğunu tespit ettik'' diye konuştu.

Araştırmanın danışmanı İnönü Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selim Doğanay da gözdeki lensin saydamlığını yitirmesiyle oluşan katarakt hastalığının dünyada göz konusunda en fazla yapılan cerrahi işlemlerin başında geldiğini dile getirdi.

Doğanay, çalışmanın kayısının göze olan etkisini gösteren dünyadaki ve Türkiye'deki ilk çalışma olduğunu, bilimsel çalışmanın sonuçlarının Türk Oftolomoloji Derneği'nin Ulusal Kongresi'nde sunduklarını ve çok olumlu tepkiler aldıklarını, Nisan ayında da Amerikan Katarakt Cemiyeti'nin toplantısında da tebliğ olarak sunacaklarını kaydetti.

Karanfil her derde deva


İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhami Gülçin tarafından yapılan bir araştırmada, karanfilin birçok hastalığa iyi geldiği tespit edildi ve bu araştırma dünyadaki birçok bilimsel dergide yer aldı.

karanfil yağı üzerine

Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi de Prof. Dr. Gülçin, yaptığı açıklamada, karanfil bitkisinin asıl vatanının Hindistan olduğunu belirterek, dünyadaki üretiminin yüzde 80'inin Tanzanya'da yapıldığını anımsattı.

Türkiye'de karanfilin yaygın olarak kullanıldığını vurgulayan Gülçin, 100'den fazla hastalığın sebebi olan serbest radikallerin antioksidanlar tarafından giderildiğini belirterek, karanfilin su ekstresini kullanarak, bu konuda bilimsel bir araştırma yaptıklarını vurguladı.
Çalışmada, önemli sonuçlar elde ettiklerinin altını çizen Gülçin, ''Gerçekten çok ilginç sonuçlar elde ettik. Çünkü kullandığımız karanfilin su ekstresinin, standart antioksidan bileşkeleriyle kıyasladığımızda önemli bulgular tespit ettik'' dedi.

Karanfilin su ekstresinden sonra, karanfil yağı üzerine de bir araştırma yaptıklarını ifade eden Gülçin, ''Günde 3-5 bardak karanfil çayını içmek, stres, sıkıntı, yorgunluk gibi psikolojik sıkıntılardan korur. Özellikle enfeksiyonlara karşı çok etkili. Karanfil birçok hastalığın temel sebebi olan alzheimer, parkinson, diyabet gibi hastalığın nedeni olan olan serbest radikalleri gideriyor. Kısacası, enfeksiyon ve kronik hastalıklarına karşı karanfil tomurcuklarının çok güzel bir şekilde kullanılabileceğini biz bilimsel olarak ispatladık'' şeklinde konuştu.

Karanfili çok fazla tüketmenin zararlı olabileceğine dikkati çeken Gülçin ''Karanfil üzerine yaptığım çalışmalarım, dünyada bu konudaki en saygın dergilerde yayımlandı. 2004 yılında ''Food Chemistry''de, 2010 yılında ''Arabian Journal Of Chemistry''de, 2011 yılında ise ''Journal of Medicinal Food'' dergisinde bilimsel araştırmalarım yayımlandı. Food Chemistry'deki makalem yüzün üzerinde atıf aldı. Dünyadaki birçok bilim adamının aldığı atıftan daha fazla atıf aldı makalem'' diye konuştu.

11/27/2011

kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız sebebi sinüzit olabilir

    11/27/2011 02:02:00 ÖS   Yorum yok

 Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Alkan, "Sabahları zor uyanıyorsanız, ne kadar uyusanız da hep yorgunsanız, işinize konsantre olmakta güçlük çekiyorsanız bir kulak, burun, boğaz uzmanına başvurmanızda fayda var" dedi.


sebebi sinüzit olabilir

Alkan, kış ayına girilen şu günlerde kronik yorgunluğun sık görülmeye başlandığını belirterek, kronik yorgunluğa neden olan kulak, burun, boğaz hastalıklarının kişilerin yaşam kalitesini düşürdüğünü söyledi.
Alkan, sürekli yorgun olma halinin sinüzit göstergesi olabileceğine dikkat çekti.

Alkan, bu yorgunluğa neden olan kulak, burun, boğaz problemlerini kişinin bedensel olarak kendini iyi hissetmemesi, iş gücü kaybı, davranış bozukluğu, konsantrasyon kaybı, cinsel isteksizlik gibi birçok problemin belli bir süreye yayılması olarak tanımlanabilecek yorgunluğun özellikle üst solunum yolu problemleri nedeniyle oluştuğunun altını çizdi. Vücudun ihtiyacı olan oksijen miktarını karşılamayan bedenlerde yorgunluğun kaçınılmaz ve kulak, burun, boğaz bölgesindeki problemlerin kronik yorgunlukta tetikleyici olabileceğini vurgulayan Alkan, kronik yorgunluğun olası nedenlerini şöyle açıkladı:

"Hava yolumuzu tıkayan burun içi eğrilikler, burun eti büyümeleri, kronikleşmiş sinüzitler, fark edilmeyen kronik sinüzitler, alerjiye bağlı burun içinin yaygın şişmesi, geniz eti, yumuşak damak ve küçük dil iriliği, bademciklerin normalden çok iri olması, dilin iri ve ağız boşluğuna sığmaması, çenenin küçük ya da geride yerleşmesi, ses tellerine yerleşen polipler kronik yorgunluk sebebi olabilir. Bu nedenle uzun süreli geçmeyen bir kronik yorgunluğunuz varsa mutlaka bir kulak, burun, boğaz uzmanına başvurun."

11/26/2011

vücuttaki yaygın virüslerle mücadele eden bağışıklık sistemini güçlendiren geven bitkisi

    11/26/2011 12:25:00 ÖS   Yorum yok

Geven (Astragalus), baklagiller (Fabaceae) familyasından yetiştiği bölgelere göre farklılaşan 2000 kadar türü bulunan otsu ve küçük çalıların ortak adı.

bağışıklık sistemini güçlendiren
Tıpta özellikle ana vatanı Çin olan Çin Geveni kullanılmaktadır. Gevenden gövde veya kökünün üzerinden bıçakla özel olarak yapılan çizgilerden akan zamka kitre denir ve kitre başka ilaç yapımında kulanılır. Astragalus microcephalus ve Astragalus gummifer Türk kitresi ve Anadolu kitresi olarak bilinir.

Tıpta daha çok kullanılan ve hakkındaki araştırmaların en fazla olduğu Astragalus kökü veya Astragalus membranaceous denilen türünün doğal yerleşim alanları Çin'in kuzey ve doğu bölgeleriyle Moğolistan ve Kore'dir.

Son araştırmalar bitkinin insanın bağışıklık sistemini güçlendirebildiğini göstermiştir.

Astragalus tragacanthus'dan elde edilen ve tekstil ve farmakotiklerde kullanılan tragacanth'ın bedenin yaygın virüslere karşı direncini arttırdığı ve bağışıklık sistemine yardımcı olduğu iddia edilmektedir.
Kullanım alanları

Soğuk algınlığı ve grip
Süregen enfeksiyon
Çeşitli allerjiler
Astım
Kronik yorgunluk
Kemoterapiyle ilişkili olarak iştah kaybı veya yorgunluk
Anemi
Kalp rahatsızlıkları
Böbrek rahatsızlıkları
Mide ülserleri
Hepatit
Genel hazım zorunları
Yaralar
Ebru sanatına yarar

Vücutta bir dizi bağışıklık işlevini destekleyen Aatragli Polysaccharoses bileşini içeren Astragalus'un yapılan araştırmalarda


Soğuk algınlığı vakalarının şiddetini ve süresini azaltabildiği
Kalbin kan pompalama hacminde iyileştirmeler sağlayabildiği
Karaciğerde hücre hasarına karşı koruma sağlayabildiği
Kalp ve beyin dokularına oksijin taşınmasına yardımcı olduğu ve vücudun şevk ve direncini geliştirdiği
Fareler üzerindeki araştırmalarda astragalus özü kullanılan farelerde idrar torbası kanserinin daha az görüldüğü
Akciğer kanseri hastalarında tümör ilerleyişini tersine çevirebildiğine işaret edilmektedir.

Astragalus kökü;

Tentür
Kapsül
Hastane ve klinik koşullardaki kullanım için enjekte edilebilir formlarda
Deriye için merhem şeklinde kullanılmaktadır.

Kullanımı

Geven çocuklara bağışıklık sistemini destekleyici olarak verilebilmekte fakat ateşli vakalarda geleneksel Çin tıbbına göre ateşi uzattığı veya güçlendirdiği için kullanılmamaktadır. Yetişkinlerde dozajlar vücut ağırlığına göre olduğundan çocuklarda da yetişkinlerin dozunun 1/3'ü verilebilmekte ancak konsantrasyonlar arasında farklılıklar olabildiğinden uzun dönemli kullanımlarda doktora danışılması gerekmektedir.

Günlük önerilen dozlarda alındğında ciddi yan etkileri olmamakta ve genellikle güvenilir şekilde kullanılmaktadır. Bununla birlikte diğer bitki ve ilaçlarla etkileşime girebildiğinden bu tip durumlarda mutlaka doktora danışılarak kullanılması önerilmektedir.

Hamile veya emzikli bayanlarda veya ilaç kullanım durumunda kullanmadan önce mutlaka doktora danışılması gerekmektedir.
Muhtemel etkileşimleri

Antiviral ilaçlar - Acyclovir ve interferon gibi bazı antiviral ilaçların etkilerini arttırabilir.

Bağışıklık sistemini baskılayan ve organ nakillerinde bedenin organı reddetmesini önlemek amacıyla kullanılan cyclophosphamide gibi ilaçlarla ters etkileşime girebilir.
Yüksek tansiyon - Astragalus tansiyonu düşürerek yüksek tansiyon ilaçlarının etkilerini güçlendirebilmektedir
Kanı incelten ilaçlarla birlikte kullanıldığıda bu ilaçların etkilerini güçlendirerek kanama ve felç riskini arttırabilmektedir.

3/15/2011

halsizlik ve yorgunluk varsa yumuşak doku romatizmasına işaret olabilir

    3/15/2011 08:56:00 ÖS   Yorum yok
yumuşak doku romatizması

Memorial Hizmet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uz. Dr. Demet Tekdöş Demircioğlu, fibromiyalji sendromu ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.




Kadınlarda daha sık görülüyor

Fibromiyalji sendromu yaygın ağrı şikayeti ile birlikte, hassas noktaların varlığını kapsayan bir yakınmalar topluluğudur. Toplumda sıklığı yüzde 1 ile 5 arasında değişmektedir. Sıklıkla kadınlarda görülmekle beraber; her iki cinsi ve her yaş grubunu etkileyebilen bir durumdur.

Çoğunlukla yaygın vücut ağrısı, uyku bozukluğu, yorgunluk, tüm vücutta tutukluk, baş ağrısı, ellerde ve ayaklarda uyuşma gibi pek çok farklı yakınmalar bir arada görülebilmektedir.
Bu sendromun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte; travma, spor yaralanmaları, uyku bozuklukları, otonomik disfonksiyon, psikolojik bozukluklar ile ilişkili olabileceği bilinmektedir.



3 aydan fazla süren belirtilere dikkat!


Fibromiyalji tanısı, sıklıkla kronik ağrı öyküsü ve hassas noktaları ortaya çıkaran fizik muayene ile konulur. Bu öykü en az 3 aydan beri sürmekte olan vücudun üst ve alt yarısında yer alan ağrıyı da içermelidir. Fizik muayene 18 adet daha önce tanımlanmış hassas noktanın 11 tanesinde ağrı oluştuğunu göstermelidir. Yakınmayı açıklayacak fiziksel bulgunun olmaması beklenmekle birlikte bölgesel ve sistemik hastalıkların ayırıcı tanısının yapılabilmesi için ayrıntılı muayene yapılması önemlidir.



Hastalık konusunda bilinçli davranın


Fibromiyalji sendromunun ilerleyici olmaması ve hastalarda uzun dönemde yaşam süresinin etkilenmediği unutulmamalıdır. Öncelikle hasta eğitimi önemlidir. Uzun süreli oturma, ayakta durma, stres, uzun süreli yazı yazma, ağırlık kaldırma, kolların gergin pozisyonda çalışma yüzeyinde bulunması gibi faktörler fibromiyaljinin belirtilerini şiddetlendirebileceği akılda tutulmalıdır.



Uygun tedavi ağrıyı azaltarak yaşam kalitesini yükseltir

Tedavide amaç ağrı ve yorgunluktan yakınan fiziksel ve sosyal yaşamı etkilenmiş kişinin yakınmalarına yönelik tedavi seçeneklerini hazırlamaktır. İlaç tedavisinde ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, antidepresanlar tercih edilir. Fizik tedavi ajanlarının yanında egzersizler (Yürüyüş, koşu, bisiklet egzersizleri) önerilir. Fibromiyaljinin tedavisinde ilaç tedavisi daha çok hastanın şikayetlerine yönelik uygulanır. Fizik tedavide sıcak, soğuğun ve elektriksel uyarının fizyolojik etkilerinden yararlanarak kaslarda gevşeme ve yumuşak doku ağrılarının giderilmesi amaçlanır.

Aerobik egzersizler örneğin yürüyüş, egzersiz bisikleti ve su tedavileri ağrıyı kontrol altına almaktan çok hastaların fiziksel fonksiyonlarını artırır, ağrılı noktaların algılanmasını azaltır. Bu tedavi yöntemlerinin kombine olarak uygulanmasının daha faydalı olduğu yapılan çalışmalar da gösterilmiştir. Fibromiyalji sendromunun kesin tedavisi yoktur ancak, uygulanan tedavi yöntemleri ile hastalar ağrıyı daha az algılar ve yaşam kalitelerini yükseltirler.
cumhuriyet portal

3/02/2011

günde ortalama bir saat şekerleme yaparak kalbinizi koruyabilrsiniz

    3/02/2011 11:45:00 ÖS   Yorum yok
kalbinizi koruyabilrsiniz

İtalyan La Stampa gazetesinde çıkan habere göre, Pensilvanya'daki Allegheny Üniversitesinden bir grup bilim adamı, araştırmaya katılan 85 sağlıklı üniversite öğrencisinden önce uyku kalitelerine yönelik bir form doldurmalarını istedi. 


Karmaşık bir zihin egzersizinin ardından katılımcıların kan basınçlarını ölçen bilim adamları, her vakanın tansiyonlarının ve kalp atış hızlarının farklı seviyelerde de olsa arttığını tespit etti.

Daha sonra katılımcıları iki gruba ayıran bilim adamları, ilk gruptakilerden 1 saat kadar şekerleme yapmasını istedi,; ikinci gruptaki katılımcıların ise gün içinde uyuması yasaklandı. Araştırmanın sonunda, gün içindeki 1 saatlik uykunun ardından kan basıncı seviyesinin nasıl normale döndüğünü gözlemleyen bilim adamları, insanların kendilerini stresli, yorgun ve sinirli hissettikleri anlarda şekerleme yapmak için zaman ayırması önerisinde bulundu.
cumhuriyet portal

1/06/2011

erkeklerde kansızlık hangi hastalığın habercisi olabilir?

    1/06/2011 10:04:00 ÖS   Yorum yok
hangi hastalığın habercisi

Kansızlık Türk kadınlarında daha sık görülüyor ve pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor ancak erkeklerde görülen kansızlık kanser başta olmak üzere pek çok ciddi hastalığın habercisi olabileceği için dikkat gerektiriyor. 


Memorial Şişli Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hüseyin Saffet Beköz, “Erkeklerde görülen kansızlık şikayetlerinin altında yatabilecek sebepler” hakkında bilgi verdi.

Anemi (Kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/Dl; kadınlarda 12 g/dL nin altı kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altı anemidir. Ancak kansızlık teşhisi konurken sadece hemoglobin değeri dikkate alınmaz. Onun yanında demir, demir bağlama kapasitesi, ferritin, gibi demir depolarını gösteren bir takım parametrelere de bakılır.

1/03/2011

anne sütündeki demir bebeklerde kansızlığı engelliyor

    1/03/2011 05:59:00 ÖS   Yorum yok
bebeklerde kansızlığı engelliyor

Anne sütünde kansızlığa karşı yeterince demir olduğunu söyleyen uzmanlar, anne sütü ile beslenen bebeklerde kansızlığın görülmeyeceğini ifade ediyor.


Cihan'ın haberine göre, Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, bebeklerdeki kansızlığın temel sebebinin, bebeğin anne sütü almaması ve demirden eksik gıdalarla beslenmesi olduğuna dikkat çekti.

Dr. Özcan Akan, kansızlığın belirtisi olarak süt çocuklarında huzursuzluk, davranış değişiklikleri, iştahsızlık, uykusuzluk veya normalin üzerinde uyuma gibi belirtiler görülebildiğini açıkladı. Dr. Akan, daha büyük çocuklarda ise kansızlık belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, çabuk yorulma ve nefes darlığı gibi yakınmalar olduğunu belirtti.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .