-->
nefes darlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nefes darlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/06/2014

İnatçı ve geçmeyen öksürüğünüz varsa Sebebi "KOAH" olabilir

    1/06/2014 04:15:00 ÖS   Yorum yok
koah hastalığıCiddiye alınmayan O öksürükler ölüme kadar götürüyor "KOAH" yani Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı hayatı tehdit ediyor Dünyada 4'üncü Türkiye'de ise 3'üncü ölüm sebebi hastalık ne yazık ki bilinmiyor bu yüzden nefes darlığı çoğu zaman yaşlanmaya ve sigaraya bağlanıyor 5 Milyon KOAH Hastasın sadece 300 Bini Doktora başvuruyor başvurulduğunda ise iş işten geçiyor Hastalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarma sıkıntıları yaşıyor tanı konulduktan sonra hastayı rahatlatmak için çeşitli tedaviler uygulanıyor.

11/23/2012

nefes darlığı şikayetiyle hastaneye gitti kalbinde 5 santimlik iğne çıktı

    11/23/2012 09:57:00 ÖS   Yorum yok



işte kalbine bu saplandı 5 santimlik iğne farketmedi bile az kalsın hayatına maloluyordu muş'ta yaşayan 32 yaşındaki hasan yılmaz karın ağrısı, çarpıntı,nefes darlığı şikayeti ile hastaneye başvurdu.

doktorlar akciğer enfeksiyonu olabileceğini düşünerek yılmaz'ı tedavi altına aldı iğne yutmuş olabileceği kimsenin aklına gelmedi

9/28/2012

yapılan müdaheleyi beğenmeyen hasta hastaneyi biribirine kattı

    9/28/2012 11:19:00 ÖS   Yorum yok



eli bıçaklı saldırgan bir hastaydı hastaneyi birbirine kattı iki hastane personelini yaraladı hasta nefes darlığı şikayeti ile hastaneye başvurdu acil serviste hastaya oksijen tüpü takıldı rahat nefes alması sağlandı fakat hasta yapılan müdaheleyi beğenmedi

5/02/2011

astım hastalarının parfüm kullanırken dikkatli olması gerekiyor

    5/02/2011 07:01:00 ÖS   Yorum yok
parfüm kullanırken

Astımın görülme sıklığı gerek dünyada, gerekse ülkemizde her geçen gün giderek artıyor.


Batı Avrupa'da son 10 yıl içinde hastalığın görülme sıklığı 2 kat artarken, ABD'de astım hastalarının sayısında 1980'den bu yana yüzde 60 oranında bir artış görüldüğü belirtiliyor.

Dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde de 4-5 milyon astım hastası yaşıyor. 3 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle astımın artışına dikkat çeken International Hospital’dan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır, sanayileşme ve modern yaşam tarzının hastalığın artışını etkileyen en önemli etkenler olduğuna ifade ediyor. Astıma yol açan pek çok neden olduğuna, yaz mevsimine yaklaştığımız şu günlerde ise özellikle kadınlarda parfüm kullanımı arttığına da dikkat çeken Dr. Nur Kaşkır, “Bir parfüm onlarca, hatta yüzlerce çeşit uçucu organik madde yayıyor. Bunlardan çoğu güvenle solunsa da bazıları astımı tetikleyebiliyor. Bu nedenle kişiler kendilerine ve astımlı çocuklarında semptom artışına neden olabilen parfümler konusunda titiz davranmalı. Aynı zamanda çocuk bakıcılarının kullandığı parfümlere de dikkat etmeliler!” uyarısında bulunuyor.


Keskin kokulardan uzak durun!


Yapılan araştırmalara göre; günlük hayatta kullanılan deodorant, keskin kokulu parfümler ve oda spreyi ile parfümlü deterjanlar astımı tetikleyebiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır, bazı astım hastalarının bu tür maddelerin nefes darlığına neden olabileceğini bilmeksizin keskin kokulu parfümler, oda parfümleri, banyolarda kullanılan aparatlar ve kokulu mumlarla iç içe yaşadıklarına dikkat çekerek, “Bu durum parfüm alerjisi değil, irritasyon dediğimiz, keskin kokulara karşı zaten artmış duyarlılığı olan bronşların hassaslığının artması ve bronşlarda daralma cevabının olmasıdır. Astım ataklarıyla karşılaşmamak için bu tür kokulara karşı dikkatli olmak gerekiyor” diyor.

Şampuanlar, saç spreyleri, oda spreyleri, saç boyaları, oda boyaları ve daha onlarcası…


Günlük hayatımızda giderek daha fazla yapay madde kullanıyoruz. Peki ya bu maddelerin sayılarının ve çeşitliliğinin artması toplumda astımın ve şiddetinin de artmasına neden olabilir mi? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır bu reaksiyonların alerji sınıfına girmese de alerjik kişilerdeki ilave etkilerinin de yadsınamayacağına dikkat çekiyor.


Astımı neler tetikliyor?

• Ailesel öykü,
• Enfeksiyonlar,
• Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi-özellikle soğuk hava-,nem oranının artması,
• Kokular, stres, bazı ilaçlar,
• Sigara içmek veya sigara içilen ortamlarda bulunmak,
• Bazı işyerlerinde solunan gazlar ve kimyasallar ,
• Alerjik astım durumunda alerjenler ile karşılaşma (ev tozu akarları, küf mantarları, polenler-çiçek tozları, ağaç ve yabani ot polenleri, küf, hayvan tüyü) Alerjenler içinde en önemlisi ev tozu akarlarıdır. Türkiye’deki alerjik astımlıların yüzde 70’inde ev tozu akarı alerjisi bulunuyor.


Tek bir belirtisi olduğunda tanı güçleşiyor!

Astımlı kişi hastalığı tetikleyen etkenlerle temasa geçtiğinde hava yolları daralıyor. Bu darlık hastada; öksürük, tekrarlayan nefes darlığı, göğüste daralma hissi, hırıltılı solunum ve kolay yorulmaya gibi yakınmalara neden oluyor. Bazı hastalarda astımın bu tipik belirtilerinden hepsi görülebileceği gibi, bazılarında ise sadece birkaçı, hatta sadece biri gelişebiliyor. Bu nedenle teşhis, dolayısıyla tedavi edilmeyen pek çok astımlı olabiliyor.


Ataklar kontrol altına alınabiliyor!

Astım uygun teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık. Tedavide 2 türlü ilaçlardan faydalanılıyor; nefes darlığında ihtiyaç halinde kullanılan rahatlatıcı ilaçlar ve ise astımın gerçek nedenine inerek hastalığı tedavi etmeye yönelik ilaçlar. Astım tedavilerinin çoğunda en etkili yöntem, ilacın solunarak doğrudan akciğerlere girmesinin sağlanması.

Bu yoldan yapılan uygulamalar etken maddenin istenilen organ olan akciğerlere doğrudan ulaşmasını sağladığı gibi, vücuda geçişin çok az olması nedeniyle hastayı ilacın yan etkilerinden de koruyor. Hastanın doktorun ilaçlarını doktorunun önerileri doğrultusunda, uygun dozda kullanması ve düzenli olarak kontrollere gitmesi, astımın kontrol altına alınabilmesinde son derece önemli bir rol oynuyor. Hastanın dikkat etmesi gereken bir başka önemli nokta da, alerjik astımı varsa alerjenden kaçınma yollarını günlük hayatında uygulamak.
cumhuriyet portal

4/04/2011

nefes darlığı zatürreden akciğer kanserine kadar bir çok hastalığın habercisi

    4/04/2011 11:06:00 ÖS   Yorum yok
akciğer kanserine kadar

Eğer Nefesim daralıyor, “Eskisi gibi rahat nefes alamıyorum” diyorsanız, bunu hiçbir zaman olağan bir durum olarak görmeyip, mutlaka bir hekime başvurmalısınız.


Nefes darlığının kesinlikle ciddiye alınması gereken bir sorun olduğuna dikkat çeken Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Reha Baran, “Çünkü nefes darlığı ciddi hastalıklara işaret edebiliyor. Akciğer hastalıklarının yanı sıra diğer sistemlerin bazı hastalıklarında da ilk bulgu olabiliyor. Bu nedenle nefes darlığı nedenlerinin ayrıntılı olarak araştırılması gerekiyor” diyor.

 Hangi tip nefes darlığı, hangi hastalıkların belirtisi oluyor?

•    Soğuk havada nefes almakta güçlük çekme: Astıma işaret edebiliyor.
•    Eforla artan nefes darlığı: KOAH, fibrozis, romatolojik hastalıklar, anemi, tiroit hormon bozuklukları veya kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın belirtisi olabiliyor.
•    Nefesin yetmediği hissi: Hiçbir sebep bulunamazsa “psikojenik dispne” denilen, kişinin iç sıkıntılarından kaynaklanabiliyor.
•   Geceleri artan nefes darlığı: Nefes darlığı özellikle yatınca artıyorsa, kalp yetmezliği ve astıma işaret edebiliyor.
•  Oturulduğunda bile nefes almakta güçlük çekme: Kişinin oturduğu yerde bile nefes darlığı hissetmesi; astım, KOAH, akut bronşit, zatürree, akciğerde kitle, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, damar tıkanıklığı ve fibrozis gibi birçok akciğer hastalığına ait olabiliyor. Aynı zamanda anemi, romatizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği, hormonal bozukluklar, reflü ve uykuda solunum apnesi gibi vücudun hemen tüm sistemlerini ilgilendiren hastalıklarda da ortaya çıkabiliyor.
•  İstirahat halindeyken oluşan nefes darlığı: Astım, pulmoner emboli, zatürree, akciğer kanserleri, akciğer zarında sıvı toplanması ve aneminin belirtisi olabiliyor.

Erken tanı hastalığın ilerlemesini önlüyor!

Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Reha Baran, nefes darlığında erken tanının altta yatan hastalığın ilerlemeden durdurulmasında anahtar bir rol üstlendiğini belirterek, bunun için nasıl bir yol izlendiğini şöyle anlatıyor: “Hastadan öncelikle dikkatli bir hikaye alınması ve fizik muayene yapılması gerekiyor. Sonrasında uygulanan akciğer grafileri, solunum fonksiyon testleri, egzersiz testleri, arter kanında oksijen ve karbondioksit ölçümleri, nefes darlığının nedenleri açısından çok önemli bilgiler veriyor. Bu testlerle nefes darlığının nedeninin akciğerde olup olmadığı anlaşılıyor ve gerekirse daha ayrıntılı testlere geçiliyor."


Tedavi şekli altta yatan hastalığa göre değişiyor!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Reha Baran, nefes darlığı tedavisinin altta yatan hastalığın tedavisi ile mümkün olduğunu belirterek, “Buna ek olarak hastalara oksijen veya basınçlı hava verilmesi gibi yöntemlere başvurulabiliyor” diyor.

Rahat bir soluk için...
•    Sigara dumanı ve kirli havadan kaçının.
•    Düzenli olarak spor yapın.
•    Deniz seviyesinden çok yüksek yerlerde yaşamayın.
•    Burundan nefes alın.
•    İdeal kilonuzu koruyun.
cumhuriyet portal

1/10/2011

hastane bekleme salonunda güvenlik kamerasından kalp krizi anı

    1/10/2011 03:20:00 ÖS   Yorum yok
kalp krizi anı

Kriz anı güvenlik kamerasınca görüntülenen kadın, doktorun kalp masajıyla hayata döndükten sonra hastanede yapılan anjio ve tedavinin ardından sağlığına kavuştu.


Evinde otururken gece yarısı başlayan göğüs ağrıları nedeniyle sabah saatlerinde oğlu ve torunuyla birlikte Adana Kardiyoloji Merkezi'ne giden İclal Yılmaz (61), kardiyoloji uzmanı Dr. Hasan Boğa tarafından muayene edildi.

Boğa, hastanın kalp damarlarında tıkanma olduğunu ve anjio yapılması önerisinde bulununca hasta İclal Yılmaz, bunu kabul etmedi. Ancak doktor Boğa, anjio önerisinde ısrar ederek, "Siz bekleme salonuna geçip biraz düşünün. Bu arada yakınlarınızla da görüşün" dedi.

Bunun üzerine bekleme salonuna geçen Yılmaz, bir süre oğlu ile görüştü. Bu sırada aniden göğüs ağrısı ve ardından başlayan terleme nedeniyle ceketini ve kaşkolunu çıkaran kadın, baygınlık geçirince salondaki hemşirelerden birisi tansiyonunu ölçtü. Bu sırada nabzı ölçülmeyen kadın, bu kez oğlu ve görevlilerin yardımıyla doktorun odasına götürülürken, kapının önünde yere düştü.

1/06/2011

kalp çarpıntısının asıl nedeni kalp kapağı hastalığı olabilir

    1/06/2011 10:23:00 ÖS   Yorum yok
kalp kapağı hastalığı

Memorial Hizmet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kaya Süzer, kalp kapak hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Mitral kapak yetmezliği sonucu ağır kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkabilir


Tıkayıcı koroner hastalığında sıklıkla uygulanan ve halk arasında en çok bilinen yöntem ‘bypass’ olarak tanımlanan “damar köprüleme yöntemi”dir. Bu yöntem tıkanmış veya ciddi oranda daralmış damarların beslemesi gereken bölgeye yine hastanın kendi atar veya toplardamarları ile kan akımı sağlanması esasına dayanır. Bu tür bir girişim enfarktüs geçirmemiş, hasar görmemiş bir kalp için yeterlidir. Ancak daha önce enfarktüs geçirerek pompalama işlevinde önemli kayıplar oluşmuş bir kalpte bu yöntem yeterli olmayabilir. Geçirilmiş enfarktüslerden sonra kalpte oluşan büyüme, sol kulakçık ile sol karıncık arasında yer alan mitral kapakta yetmezliğe neden olabilir. Bu tür bir durum da kalbin her kasılmasında bir miktar kan geriye kaçacağı için kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu, başlangıçta hastada; çarpıntı, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi belirtilerle ortaya çıkar. Daha ileri aşamalarda ise daha ağır kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkabilir.

1/05/2011

doğuştan kalbi delik olan hastalar beş dakikada tedavi edilebiliyor

    1/05/2011 11:16:00 ÖS   Yorum yok
beş dakikada tedavi

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Turgut Özal Tıp Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir ile Kardiyoloji Bölümü öğretim üyeleri kalp deliklerinin kasıktan girilerek kapatılması uygulaması, 5 yıldır başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor. Bugüne kadar 100 hastanın bu şekilde tedavi edildiği öğrenildi.


İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ramazan Özdemir, doğuştan gelen kalp hastalıklarının toplumda her 1000 hastadan 8’inde görüldüğünü belirterek "Bunların en sık görüleni atrial septal defektir (ASD; %35). Bu doğumsal kalp rahatsızlığında her 2 kulakçık arası zarda büyüklüğü değişen bir delik bulunmaktadır.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .