-->
kalp damar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalp damar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/22/2013

Rastgele yenen Meyveler insan vücuduna yarar yerine zarar veriyor

    5/22/2013 01:09:00 ÖS   Yorum yok
Rengarenk meyveler iştah açıyor ama rastgele yenirse vücuda zarar veriyor şeker için zehir diyen kalp damar hastalıkları uzmanı profesör doktor canan karatay 

akşamları bol bol yenen yaz meyveleri konusunda da uyardı özellikle bahar ve yaz aylarında birçok kişi rejim yapmak adına bolca meyve yiyor ancak canan karatay hangi meyvenin ne zaman ne kadar yeneceğinin önemli olduğunu söyledi.

9/07/2012

tarım ilaçları damarların genişlemesine ve kalp hastalıklarına neden oluyor

    9/07/2012 02:29:00 ÖS   Yorum yok

tarım ilaçlarının kalp ve damar hastalıklarına neden olduğu araştırmalar sonucunda kanıtlandı



kalp hastalıklarına neden
süleyman demirel üniversitesi tıp fakültesi kalp ve damar cerrahisi öğretim üyesi profesör doktor turhan yavuz önderliğindeki araştırmacı grup

tarım kenti olan isparta'da meyve ağaçlarının ilaçlanması sonucu suya ve solunum yoluyla vücuda karışan ilacın kalp ve damar hastalıklarına olan etkisini araştırdı

3/07/2012

ilk kez böbrek toplar damarından kalbe yama yaparak tarihe geçtiler

    3/07/2012 03:00:00 ÖS   Yorum yok

Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Bayezid, 



kalbe yama yaparak

Diyarbakır'dan gelen 25 yaşındaki Ahmet Alp'in ana toplar damarının tıkalı olduğunun tespit edildiğini, tedavisi süren Alp'e, 39 yaşındaki vericiden alınan kalp ve böbreğin aynı anda takıldığını, bu operasyonda ayrıca, böbrekle gelen damarın bir bölümü kullanılarak yeni kalbe yama yapıldığını bildirdi.

Bayezid, "Aynı vericiden alınan organlarla aynı seansta kalp ve böbrek nakli yapıldı. Hastanın kol ve boyundan gelen ana toplar damarı tıkalı olduğu için vericinin böbreği ile gelen böbrek toplar damarının bir kısmını kullanarak yeni taktığımız kalbe drenaj yolu yapıldı. Yani vericinin böbrek damarını kullanarak, kalbe yama yaptık. Yaptığımız araştırmada bu ameliyatın dünyada ilk kez uygulandığını gördük" dedi.



Hastanın sağlığına kavuştuğunu ifade eden Bayezid, Alp'in 3 gün sonra normal servise alınacağını kaydetti.


Bayezid, SGK tarafından karşılanmasıyla Akdeniz Üniversitesi'nin Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nde 3 haftada 8 hastaya 3. kuşak suni kalp cihazı takıldığını bildirdi. Kalp cihazının 200 bin lira olması nedeniyle daha önce 4 kişiye uygulayabildiklerine dikkati çeken Bayezid, SGK'nın kararıyla kalp nakli için bekleyen hastaların en az 3-4 yıl daha kazandıklarını belirtti.

3. kuşak cihazların, yoğun bakım tedavisiyle durumlarında iyileşme olmayan hastalara takıldığını kaydeden Bayezid, bunun kalp nakline kadar destek ya da kalıcı bir tedavi olarak uygulandığını vurguladı. Kalbin üst kısmına yerleştirilen 140 gram ağırlığındaki pompayla dakikada 7 litre kanın vücuda pompalandığını ifade eden Bayezid, bu hastaların 1 yılda hayatta kalma oranının yüzde 90 olduğunu söyledi. Bayezid, 1,5 kilo ağırlığındaki cihazın bel çantası büyüklüğünde olduğunu ve vücuda kısa bir kablo ile bağlı olması sayesinde enfeksiyon riskinin de az olduğunu kaydetti.

Türkiye'de 3 bini son dönem olmak üzere, 800 bin kalp yetmezliği hastası olduğunu ifade eden Bayezid, geçen yıl bekleme listesindeki 500 hastadan sadece 96'sına nakil yapılabildiğine dikkati çekti. Listede olup nakil olamayan hastaların yüzde 40'ının bir yıl içinde hayatlarını kaybettiklerini belirten Bayezid, suni kalp cihazıyla hastaların normal yaşama dönebildiklerini ifade etti. Bayezid, 1998 yılından bu yana 51 hastaya kalp nakli yaptıklarını ve 48 hastanın ise nakil beklediğini kaydetti.

Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ayhan Dinçkan da Ahmet Alp'in bir yıl önce annesinden böbrek nakli için başvurduğunu ancak yapılan tetkiklerde hastada kalp yetmezliği tespit ettiklerini anlattı.

Bu nedenle kalp ve böbrek nakli bekleyen hastaya, Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu sistemle kombine nakil yapıldığını belirten Dinçkan, "Ameliyat esnasında bir damar gerekiyordu. Vericinin böbrek damarı uzun gelmişti ve bize fazlaydı. O kullanıldı" dedi.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe de suni kalpleri SGK'nın ödeme listesine almasıyla Türkiye'de kalp hastalarına yeni bir umut doğduğunu vurguladı.

2/28/2012

dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağı 73 yaşındaki hastaya takıldı

    2/28/2012 09:45:00 ÖS   Yorum yok

Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Mete Alp, "Dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağının 73 yaşındaki hastamıza takılmasıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olduk" dedi.

biyolojik kalp kapağı

Prof. Dr. Alp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağı ameliyatının genelde yaşlı, kalp kapağında, şah damarı kapağında kireçli darlık veya yetmezlik olan hastalarda yapıldığını belirtti.

Normal şartlarda standart açık kalp cerrahisi yöntemiyle takılan mekanik ya da biyolojik kapakların uzun süredir kullanıldığını ifade ederek, "Fakat bu yeni jenerasyon bir kapak. 2008 yılında ilk kez kullanılmaya başlanan kapak, aktif olarak 2009 yılından itibaren kullanılıyor" dedi.Dana kalp zarından elde edilen biyolojik kapağın, 2009 yılından itibaren Avrupa’daki birçok açık kalp cerrahi merkezinde kullanıldığını ve 900 kişide bu operasyonun gerçekleştirildiğini dile getiren Prof. Dr. Alp, şunları kaydetti: "Kapak hiç dikiş gerektirmeden, cerrahın hızına göre 1,5-3 dakika arasında yerleştirilebiliyor. Bu kapağın en özelliği, yaşlı insanlarda kireç olsa dahi kireçleri sökmeye gerek kalmadan şah damarı ve kapakçıkların alınmasının ardından kalp kapağının doğrudan yerleştirilebilmesidir. Ayrıca bu yöntem, 70’li yaşların üstünde, küçük aort çapı olan ve birlikte cerrahi yöntemi uygulanan hastalarda, cerraha ve hastaya inanılmaz bir avantaj sağlıyor. Hem kullandığınız kalbi durdurma süreniz çok kısalıyor, hem de bu tür özellikler nedeniyle hastaya daha yararlı bir işlemi kısa sürede yapıyorsunuz."

"Hastanemize operasyon yetkisi verildi"


Prof. Dr. Mete Alp, operasyonu İspanya’dan ve Hollanda’dan gelen cerrahların da katılımıyla gerçekleştirdiklerini ve bu durumun ardından hastanelerine Orta Doğu ve çevre ülkeler ile Türkiye için uygulama yapılabilme yetkisinin verildiğini belirterek, "Yani bu yetkinin verilmediği hastanelerde bu ameliyat, uygulama yetkisi verilen Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bilgi ve kontrolü dahilinde yapılacaktır" diye konuştu.

Birlikte cerrahi yönteminin hastalarında da uygulandığını işaret eden Alp, şöyle devam etti: "73 yaşındaki hastamıza aynı anda hem bu kapak takıldı, hem de 2 damarı bypass yapıldı. Dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağının 73 yaşındaki hastamıza takılmasıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olduk.

Literatürde bildirilmiş birlikte cerrahi sayısı bizim operasyonumuzla 31’e ulaşacak. Öte yandan Türkiye’de bu birlikte cerrahiyi ilk kez uygulayan merkez de bizim hastanemizdir."

"Kapak çalışırken çok sessiz çalışıyor"


Kapağın bu özellikleri nedeniyle piyasadaki mevcut kapaklara göre iki avantajı olduğunu ifade eden Alp, şunları kaydetti: "Yaşlılarda kireçlenme nedeniyle 7-8 yıl sonra ikinci bir ameliyata ihtiyaç vardı. Bu yeni jenerasyon kapakta bu ihtimalin olabildiğince düşürüldüğünü biliyoruz. Çünkü laboratuvar çalışmalarında bu kireçlenme oranının çok düşük olduğunun gözlendiği ifade ediliyor. Yani 75 yaşındaki insan, ömrünün sonuna kadar ikinci bir ameliyat ihtiyacı olmaksızın yaşamını bu kapakla sürdürebiliyor. Yine bu kapak çalışırken hiç ses olmadan çalışıyor ve hasta kan sulandırıcı ilaç kullanmıyor. Bu son durum yaşlılar için son derece önemli.

Yaşlıların birçok sorunu olabiliyor ve o sırada kan sulandırıcı ilaçlar kullananların hayati tehlikeleri olabiliyor. Yöntem, böbrek, akciğer ve beyin hastalıkları olan insanlarda, kalbi durdurma süresinin de 1-3 dakika arasında olması ve bu süre içinde yeni kapağın yerleştirilmesi dolayısıyla çok avantajlı olabilir."

"Hastaya başka bir operasyon daha gerekiyorsa bu yöntem tercih edilmeli"

Prof. Dr. Mete Alp, çevresel damar hastalıklarında katedral yoluyla (kasık yoluyla) kalp kapağını yerleştirmenin mümkün olmadığını belirterek, "Bu hastaların büyük bir bölümünde kronik akciğer hastalığı nedeniyle koah bulunuyor.

Bu nedenle göğüs yoluyla akciğere girmek ve dolayısıyla kapağı yerleştirmek konusunda sıkıntılar oluyor. Ancak buradaki başka bir ayrıntı da hastaya bu operasyon dışında bir operasyon daha gerekiyorsa bu yöntem yüzde yüz tartışmasız tercih edilmesi gereken bir yöntemdir" dedi.

Kapalı yöntemde yapılan yerleştirmede yer oynaması veya kirecin tekrar ilerleyip bu kapağın yapısını bozması gibi durumlarda tekrar katedral yoluyla içeriye bir şey koymanın mümkün olmadığını ifade eden Alp, ancak yaptıkları yöntemle kapağı direk yerleştirdikleri zaman kapakta problem olursa, bir de katedral yöntemiyle girip ikinci bir kapak oturtma şansları olduğunu kaydetti.

73 yaşındaki hasta İsmail Özkan da bulantı, baş dönmesi ve bayılma gibi şikayetlerle hastaneye başvurduğunu ve Prof. Dr. Alp’in kendisine bu yöntemi anlatmasıyla ameliyat olmaya karar verdiğini ifade etti.

Özkan, "Sadece 3 gün yoğun bakımda kaldım. Şu anda yeniden doğmuş gibiyim. Kendimi çok iyi hissediyorum. Mete Hocama teşekkür ediyorum" diye konuştu.

1/13/2012

pili bir kol çantasına sığacak kadar küçük olan dünyanın en küçük yapay kalbi türkiyede

    1/13/2012 10:02:00 ÖS   Yorum yok

KALP yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda takip edilen Gülşen Bark (62), acil kalp nakli listesindeydi. ABD’lilerin ürettiği, titanyumdan yapılan ve “mikro aksiyel pompa” denilen dünyanın en küçük yapay kalbi ona bir şans daha verdi;

yapay kalbi türkiyede
uygun kalp beklerken ölmesini engelledi. İstanbul Şişli Florence Nightingale Hastanesi’nde yapılan ameliyatta yapay kalp kendi kalbinin hemen altına yerleştirildi. Bir ucu sol karıncığa, diğer ucu insan vücudundaki en büyük damar olan aorta bağlandı.

İnternetten takip


Sol karıncıktan kanı alan pompa, hücrelerini tahrip etmeden aort üzerinden vücuda basmaya başladı. Ameliyatı yapan kalp ve damar hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Süha Küçükaksu, “Kalp pompasının küçüklüğüne göre performansı çok iyi.

deniz ve havuz
Küçük olması nedeniyle özellikle çocuklar ve kadınlara kolayca takılıyor. Yapay kalbin çalışmasıyla ilgili tüm verileri internet üzerinden kolayca takip edebiliyoruz. Bu pompalarla yapılacak Avrupa çalışmasına dahil olduk” dedi. Küçükaksu, Bark’a takılan yapay kalbin, Türkiye’de bugüne kadar takılanların en küçüğü olduğunu söyledi.

Tek yasak deniz ve havuz


2 ÇOCUK, 3 torun sahibi Gülşen Bark, 14 yıl önce kalp krizi geçirdi. Yıllar içinde, ileri derecede kalp yetmezliği gelişti. 2.5 ay önce kalp nakli için bekleme listesine alındı. Ancak kalp çıkmadı. Son çare kalp pompası takıldı. Bark, pilin ıslanmaması için yeni kalbiyle deniz ve havuza giremeyecek. 

10/30/2011

tıbbi ilaçların reklamı yasak ama bitkisel ilaçlarda böyle bir sınırlama yok

    10/30/2011 03:15:00 ÖS   Yorum yok

Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) tarafından “Kalbiniz Kıtaların Buluştuğu Yerde Atsın” sloganıyla 27-30 Ekim tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “27. Ulusal Kardiyoloji Kongresi” dün başladı.


bitkisel ilaçlarda
Ortadoğu’dan Balkanlar’a dek dünyanın çeşitli ülkelerinden 5 bine yakın katılımcının beklendiği kongrede, kalp sağlığı alanında yeni teknolojiler ve son tedavi yöntemleri ele alınacak. Kongrede konuşan Prof. Dr. Oktay Ergene, bitkisel ilaçların kullanımının, basın yoluyla kamuoyuna duyurulmasının yanı sıra, sözde hekimler ve sözde eczacılar tarafından da yaygın hale getirilmeye çalışıldığını belirterek bitkisel kökenli bazı maddelerin bir ilaçmış gibi ulusal ve lokal yayın yapan bazı televizyon kuruluşlarında, bazı internet sitelerinde pazarlandığını ve satışının yapıldığını söyledi.

Ergene, “Hastalar, modern tıbbın önerdiği ilaçları tamamen bırakmayı tercih edebiliyor ve yaşam kalitelerinde azalmalar meydana geliyor. Bu konuyla ilgili bizim bilgimize ulaşan, ancak iki olgu var. Ama sayının daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Tıbbi ilaçların reklamının yapılması yasak, ama buna karşılık, hiçbir kanıtı olmayan geleneksel ilaçların veya bitkisel katkı maddeleri olan bu tür maddeler için sözde sağlık programları adı altında reklamlar ve satışlar yapılıyor. Haksız gelir elde ediliyor. Türk milletinin kalp-damar sağlığıyla ciddi şekilde oynanıyor. Bu tür tedavileri kullandığını iddia eden bitkisel sözde şifacılar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi.

10/25/2011

renal denervasyon yöntemi ile yüksek tansiyon hastalığı tarihe karışacak

    10/25/2011 11:44:00 ÖS   Yorum yok

Türkiye'de ilk kez uygulanmaya başlayan cerrahi müdahale yöntemiyle yüksek tansiyon hastaları sağlığına kavuşuyor.


yüksek tansiyon hastalığı
İlk ameliyet Ankara'da Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldı.

Kan basıncının yükselmesiyle, kalp damar hastalıklarına ve felce neden olan yüksek tansiyon, günümüzde her yaşın hastalığı.

15 milyon tansiyon hastasının olduğu Türkiye'de, buna bağlı ilaçlar da en çok tüketilenler arasında yer alıyor.

Bu önemli hastalığın tedavisinde, artık yarı cerrahi müdahale sözkonusu: "Renal denervasyon." Diğer bir deyişle, böbrek üstündeki sinirlerin radyofrekans sistemi ile yakılması.

Sinirler kateder yoluyla yani kasıktan girilip yüksek frekanslı enerji ile yakılıyor. Sinirler kesilerek tansiyonun düşmesi sağlanıyor.


Böbrek üzerindeki sinirlere müdahale ediliyor çünkü yüksek tansiyon, insan vücudunda bu organa bağlı olarak gelişiyor.

Türkiye'de ilk defa uygulanan bu yöntem, yüksek tansiyona adeta savaş açıyor. 

2/07/2011

kalp yetmezliğinde yeni yöntemle kalp kası güçlendiriliyor

    2/07/2011 08:02:00 ÖS   Yorum yok
kalp kası güçlendiriliyor

Bacaklara sarılan manşonlarla kalp ritmi ile senkronize şekilde yüksek basınçlı hava verilen ''Enhanced External Counter Pulsation (EECP)'' yöntemi, kılcal damarları kuvvetlendirerek kalp kasının daha iyi beslenmesini sağlıyor. 


By-bass ya da balon tedavisi yapılamayacak kalp hastalarına ve kalp nakline uygun olmayan hastalara umut ışığı olan yöntem, diyabet, solunum ya da böbrek yetersizliği gibi eşlik eden sağlık sorunları bulunan hastalarda başarı ile uygulanıyor.Günde birer saatten toplam 35 seans uygulanan yöntem, tamamen ayaktan tedavi esasına dayanıyor. Seansı tamamlandıktan hemen sonra günlük yaşamına dönebilen hastanın, seansları tamamlandığında yaşam kalitesi artıyor, anjin ataklarının görülme sıklığı azalıyor, daha az ilaç gereksinimi duyuyor, sosyal ve iş yaşamına dönebiliyor.
Medicana Intarnational Ankara Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı hekimlerinden Doç. Dr. Erdem Diker, EECP yönteminin, bacaklara tansiyon aletinin manşonları gibi hızla hava dolan ve boşalan hava torbalarının sarılarak, kalp ritmi ile senkronize şekilde bu torbaların yüksek basınçlı hava ile dolup boşalması esasına dayandığını söyledi.
Yöntemin, koroner arter hastalıklarında ve kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan bir tedavi olduğunu anlatan Diker, ''Yöntem, by–pass veya balon tedavisi görmüş ancak tekrar damar tıkanması gelişmiş hastalarda, bütün ilaçlarını aldığı halde veya girişimsel tedaviler yapıldığı halde göğüs ağrısı veya nefes darlığı devam eden hastalarda başarı ile uygulanıyor'' dedi.
Yöntemin göğüs ağrısı şikayeti olan ancak ilaçlara ya da başka bir tedaviye cevap vermeyen, yapılacak başka bir tedavi seçeneği bulunmayan kalp hastalarda da etkili olduğunu belirten Diker, EECP'nin kalp yetmezliği hastalarına uygulandığında olumlu etki yaptığını söyledi.
Diker, kalp yetmezliğinin, tamamen düzeltilmesinin mümkün olmadığını, tedavi protokolünde ancak şikayetleri azaltacak, bir miktarda da hayatı uzatacak ilaçların bulunduğunu ifade ederek, bu durumda ilaç dışı tedavi metotlarının devreye girdiğini dile getirdi. Bu tip hastaların kalbine pil yerleştirildiğini, bundan da fayda sağlanamadığında ya da hastanın pil tedavisine uygun olmaması halinde kalp naklinin söz konusu olduğunu ifade eden Diker, ''Eğer, hasta bu müdahaleye de uygun değilse EECP deneniyor'' diye konuştu.
Diker, EECP yönteminin, her kalp yetmezliği tanısı konulan hasta için uygun bir tedavi seçeneği olmadığını vurgulayarak, tedaviden ancak seçilmiş hastaların yararlanabildiğini söyledi.

''Göğüs ağrısı ataklarının görülme sıklığı azalıyor"

EECP tedavisinden sonra hastaların yaşam kalitelerinin arttığını belirten Diker'in verdiği bilgiye göre, hastalar tedavi sonrasında ağırlık taşıyabiliyor, göğüs ağrısı ataklarının görülme sıklığı azalıyor, daha az ilaç gereksinimi duyuyor, sosyal ve iş yaşamına dönebiliyor, kendilerine güven kazanıyor ve egzersiz yapabilir hale gelebiliyor.
Tedavi esnasında kılcal damarlar kuvvetlendirildiğinden kalp kasının daha iyi beslenmesi sağlanıyor. Bilimsel çalışmalar esas alındığında başarı oranı yüzde 80'lerin üzerine çıkıyor. EECP tedavisi hastalarının 5 yıl içerisinde tekrar şikayet etme oranı da düşüyor.

''Modern tedaviyle cevap alınamadığında EECP"

Ortalama 5 hafta süren tedavide, kalp damarlarının kolleteral dolaşımının artırılması amaçlanan yöntem, mevcut tedavi yöntemlerinden faydalanamayan hastalar için umut ışığı oluyor. Örneğin, bazı kalp damar hastalarının damarları, balon ve stenle açılabiliyor, kalp damarlarını köprülemek için by-pass yapılabiliyor ve bunlar ilaç tedavisi ile destekleniyor. İlaçlar, kalbin oksijen tüketimini azaltıyor, kalbin beslenme düzeyini yükseltiyor, dolayısıyla göğüs ağrısı şikayetini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Kişinin kalp damarlarında hastalık ve göğüs ağrısı şikayeti bulunması halinde mevcut yöntemlerden bir tanesiyle tedavi görebiliyor. Bu tedavi metotları tek tek ya da birlikte de uygulanabiliyor. Ancak, kimi zaman öyle bir noktaya geliniyor ki hastanın, teknik olarak artık herhangi bir damarına balon ya da stent yapılamıyor. Bir daha by-pass yapılması mümkün olmuyor ya da damar yapısı itibariyle zaten by-passa hiçbir zaman uygun olamıyor.
Maksimum dozda ilaç veriliyor, ancak buna rağmen kalp damarlarındaki darlığa bağlı göğüs ağrıları devam edebiliyor. Hastaya, hiçbir müdahale yapılamıyor. Hiçbir modern tedaviyle cevap alınamadığında EECP denilen tedavi yöntemi uygulanabiliyor.

Nasıl uygulanıyor?
Yöntem, tamamen ayaktan tedavi esasına dayanıyor. Bir hasta için toplam 35 seans uygulanıyor. Her seans yaklaşık bir saat sürüyor. Uygulama öncesinde, mutlaka hastadan ''tedavi için bir sakınca yoktur'' raporunu belgelemesi gerekiyor. Raporda, kişinin yüksek tansiyonunun bulunmaması, ayak damarlarında damar tıkanıklığı olmaması, son dönem (terminal) kalp yetmezliğinin olmaması şart koşuluyor.
Hasta, bu aşamadan sonra bir programa alınıyor ve röntgen masasına benzeyen ancak çok daha konforlu bir masaya yatırılıyor. Hastanın bacaklarına ve kalçasına içine hızla yüksek havanın girip çıktığı özel plastik torbalarla (manşonlar) sarılıyor. Hastanın kol ve bacaklarına sarılan manşonlar, kalp atımı ile senkronize olacak 200 milimetre civa basıncına kadar şişiyor ve iniyor. Kalbin kasılma anında, kan vücutta rahatça ilerlesin diye torbalar boşalıyor, kalbin gevşeme anında ise şişiyor. Böylece, manşonların şişmesi ile kan kalbe hızla gönderiliyor.

''Geri ödeme listesinde yok"
Her yaş grubuna uygulanabilen yöntem, ilk seansta hastalarda biraz huzursuzluğa yol açabiliyor. Hasta alıştıktan sonra çoğunlukla hastalar seans süresince uyuyor. Uygulama, birbirine takip eden 35 gün devam ediyor. Tedavi sonrasında hasta, günlük yaşantısına devam edebiliyor. Seanslar tamamlandığında, tedaviden objektif fayda elde ediliyor.
Tedavi ilk uygulanmaya başlandığında bilimsel olarak fayda sağladığı ispatlanmadığından Türkiye'de Sosyal Güvenlik Kurumu'nun geri ödeme listesinde yer almazken, artık bilimsel olarak ispatlanan yöntemin ilerleyen günlerde geri ödeme kapsamına alınması bekleniyor. Yöntem ilk kez Ankarada'da bir hastane çatısı altında, Medicana Ankara International Hastanesinde uygulanmaya başlanacak.
cumhuriyet portal

2/01/2011

bilim adamları kalbin kendini yenilemesini sağlayacak hap üretiyorlar

    2/01/2011 09:34:00 ÖS   Yorum yok
sağlayacak hap üretiyorlar

Kalp krizi geçirdikten sonra bu hastaların yaşam kalitesi inanılmaz ölçüde düşüyor.


Yeni bir kriz geçirme ihtimali ise hayat boyu bu korkuyla yaşamanın ölümün her an kapıda olduğunu bilmenin ağırlığını taşıtıyor.

İşte İngiliz bilimadamları kriz geçirdikten sonra kırık bir bacak kendini nasıl onarırsa kalbin de kendini yenilenen hücrelerle aynı şekilde yenilemesini sağlayacak hapı yapmaya çalışıyor.

Zebra Balığı Yapıyorsa İnsan Niye Yapmasın

Zebra balıklarının kalplerinin yeniden onarmasını örnek alan bilimadamları insanlarda da aynı mekanizmayı geliştirebileceklerine inanıyorlar.

Zebra balığındaki gibi kalbin yenilenmesini gerçekleştirecek hücreler kalbi hiç kriz geçirmemiş ve hasar görmemiş gibi eski haline getirecek.

Bütçe 50 Milyon Pound

Hapın geliştirilmesi için çalışmalar yoğunlaştı.Vakıf bu hapın yapılması için bütçeyi tam 50 milyon pounda yükseltti.
trt türk

1/23/2011

akdeniz diyeti kalp hastalıkları riskini yüzde onbeş azaltıyor

    1/23/2011 07:18:00 ÖS   Yorum yok
kalp hastalıkları riski

ABD'de orta derecede kalp hastalığı riski olan kişiler üzerinde yapılan araştırma, üç ay Akdeniz diyeti uygulanan bu kişilerde kalp hastalıkları riskinin yüzde 15 gerilediğini ortaya koyuyor.


Uzmanlar, sağlıklı beslenme trendinin Türk, İtalyan, Yunan, Lübnan, Fas ve Tunus mutfaklarının karışımı olan Akdeniz mutfağında yoğunlaştığını belirterek, sebze, meyve, süt ve ürünleri, doğal kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kepekli ekmek ve zeytinyağından oluşan Akdeniz diyeti ile kalp ve damar hastalıklarının önüne geçilebileceği tavsiyesinde bulunuyor.

''Medicana Tıp Günleri'' kapsamında düzenlenen Kardiyoloji Semineri'nde de beslenme ve kalp sağlığına ilişkin yurt dışında yapılan çalışmalar ele alındı.

Seminerde yapılan çeşitli sunumlarda kalp ve damar hastalıklarından korunmada beslenme şeklinin çok önemli olduğunu belirten uzmanlar, sağlıklı beslenme alışkanlığının dönemsel değil, ömür boyu devam etmesi ve yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.

1/20/2011

gönde sekiz porsiyon meyve yemek kalp krizi riskini azaltıyor

    1/20/2011 10:11:00 ÖS   Yorum yok
kalp krizi riskini azaltıyor

Avrupalı bilim adamlarının yaptığı ortak bir araştırmaya göre, günde 8 porsiyon meyve-sebze yemek kalp hastalığı riskini dörtte bir oranında azaltıyor.


Daha önce yapılan araştırmalarda günde beş porsiyon meyve ve sebze yemek öneriliyordu. Ancak sekiz ülkede 45-80 yaş arasında 300 bin kişinin üzerinde yapılan yeni araştırmaya göre porsiyon sayısını sekize ve üstüne çıkarmak hastalıklardan korumada daha etkili oluyor.

Oxford araştırması


Sekiz ya da daha fazla porsiyon meyve-sebze yiyen kişilerin kalp krizinden ölme olasılıkları, günde sadece üç öğün yiyenlerden yüzde 22 daha az. Oxford Üniversitesi araştırmacısı Dr. Francesca Crowe, bol meyve ve sebze tüketen kişilerin iskemik kalp hastalığına yakalanma olasılıklarının daha az olduğuna dikkat çekti. Araştırma “European Heart Journal” dergisinde yayınlandı.
hürriyet dünya

1/18/2011

göğüs ağrınız yarım saate yakın sürüyorsa kalp krizi habercisidir

    1/18/2011 10:56:00 ÖS   Yorum yok
kalp krizi habercisi

Kalp hastalıkları tüm dünyada en yaygın hastalık ve ölüm nedenleri arasında yer alıyor ve kalp krizi geçiren hastalardaki her 1 saatlik gecikmede, 100 kişiden biri tedavi edilmediği için yaşamını yitiriyor. 


Bu bilgiler ışığında; kalp hastalıkları ile mücadelenin önemi artarken, kalp krizine karşı acil müdahale de öne çıkıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tevfik Gürmen, kalp krizine doğru yaklaşım hakkında bilgi verdi.

Kalp damarlarının tıkanması kalp krizine neden oluyor


Koroner kalp hastalığı dünyada ve ülkemizde en önde gelen hastalık ve ölüm nedenidir. Koroner arterler (atardamarlar) kalp kasının kan ihtiyacını karşılayan, kalbin çalışması için gerekli oksijen ve diğer maddeleri sağlayan damarlardır.

1/06/2011

kalp çarpıntısının asıl nedeni kalp kapağı hastalığı olabilir

    1/06/2011 10:23:00 ÖS   Yorum yok
kalp kapağı hastalığı

Memorial Hizmet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kaya Süzer, kalp kapak hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Mitral kapak yetmezliği sonucu ağır kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkabilir


Tıkayıcı koroner hastalığında sıklıkla uygulanan ve halk arasında en çok bilinen yöntem ‘bypass’ olarak tanımlanan “damar köprüleme yöntemi”dir. Bu yöntem tıkanmış veya ciddi oranda daralmış damarların beslemesi gereken bölgeye yine hastanın kendi atar veya toplardamarları ile kan akımı sağlanması esasına dayanır. Bu tür bir girişim enfarktüs geçirmemiş, hasar görmemiş bir kalp için yeterlidir. Ancak daha önce enfarktüs geçirerek pompalama işlevinde önemli kayıplar oluşmuş bir kalpte bu yöntem yeterli olmayabilir. Geçirilmiş enfarktüslerden sonra kalpte oluşan büyüme, sol kulakçık ile sol karıncık arasında yer alan mitral kapakta yetmezliğe neden olabilir. Bu tür bir durum da kalbin her kasılmasında bir miktar kan geriye kaçacağı için kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu, başlangıçta hastada; çarpıntı, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi belirtilerle ortaya çıkar. Daha ileri aşamalarda ise daha ağır kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkabilir.

1/05/2011

doğuştan kalbi delik olan hastalar beş dakikada tedavi edilebiliyor

    1/05/2011 11:16:00 ÖS   Yorum yok
beş dakikada tedavi

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Turgut Özal Tıp Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir ile Kardiyoloji Bölümü öğretim üyeleri kalp deliklerinin kasıktan girilerek kapatılması uygulaması, 5 yıldır başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor. Bugüne kadar 100 hastanın bu şekilde tedavi edildiği öğrenildi.


İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ramazan Özdemir, doğuştan gelen kalp hastalıklarının toplumda her 1000 hastadan 8’inde görüldüğünü belirterek "Bunların en sık görüleni atrial septal defektir (ASD; %35). Bu doğumsal kalp rahatsızlığında her 2 kulakçık arası zarda büyüklüğü değişen bir delik bulunmaktadır.

1/03/2011

ağrı hissetmeden kalp krizi geçiriyor olabilirsiniz

    1/03/2011 05:31:00 ÖS   Yorum yok
kalp krizi geçiriyor olabilirsiniz

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, aralarında şeker hastalarının da bulunduğu bazı hasta gruplarının ağrı hissetmeden ''sessiz kalp krizi'' geçirebildiklerini söyledi.


Prof. Dr. Oğuzhan, kalp krizinin göğüs bölgesinde duyulan şiddetli bir ağrı ile kendisini gösterdiğini ifade etti. Bu ağrının karın, çene ve sırt bölgelerine de yayılabileceğine işaret eden Prof. Dr. Oğuzhan, şu bilgileri verdi:

''Ağrının beraberinde soğuk terleme de vardır ama ağrı o kadar şiddetlidir ki hasta mutlaka kendisini doktora başvurmak zorunda hisseder. Ancak, bunun istisnaları da var. Sessiz kalp krizi dediğimiz durumlarda söz konusu.

Bazen şikayetleri çok belirsiz olabilir, ağrı çok hafif olabilir. Özellikle şeker hastalığı bulunanların bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor.

12/28/2010

kalp krizi artık gençleri'de önemli ölçüde tehdit ediyor

    12/28/2010 08:59:00 ÖS   Yorum yok

Okutan, teknolojinin insanları tembelliğe itmesi, stres gibi faktörlerle kalp ve damar rahatsızlıklarında artış olduğuna işaret etti. 

önemli ölçüde tehdit ediyor


Geçmişte 40 yaş üzerindeki kişilerde görülen kalp rahatsızlıklarının artık 30 ve daha küçük yaşlarda da ortaya çıkmaya başladığına değinen Hüseyin Okutan, hastaneye kalp rahatsızlığı şikayetiyle gelen genç hasta sayısında artış olduğuna dikkati çekti. Prof. Dr. Okutan, ''Risk faktörleri arttıkça, özelikle son dönemlerde kalp rahatsızlığı yaşayan gençlerin sayısı artmaya başladı'' diye konuştu.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .